Türk Amerikan Dernekleri'nin (TADF) ev sahipliği yaptığı kutlamaya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yanısıra, Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Apakan'ın yerine atanan yeni Büyükelçi Halit Çelik, BM Daimi Temsilci Yardımcısı Hüseyin Müftüoğlu, Başkonsolos Levent Bilgen ve Türk Amerikan toplumunun üyeleri de katıldı.
TADF Başkan Yardımcısı Hakan Karalok, konuşmasına, resepsiyona katılanları şehit ve gazi olan askerlerimiz için saygı duruşuna davet ederek başladı. Salondakiler bir dakikalık saygı duruşunun ardından, hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı söyledi. Zafer Bayramı'nın anlamını ve önemini vurgulayarak "Bu zaferi biza armağan edenlere çok şey borçluyuz" diye belirten Karalok'un ardından, Ahmet Davutoğlu kürsüye geçti.
'Sadece 23 Nisan değil, bütün bayramlar çocuklarımız içindir'
Konuşmasına TADF'nin yetkililerin Zafer Bayramı'nı tebrik ederek başlayan Davutoğlu, "Bayramlar her zaman özel olan günlerdir; ama gurbette vatan hasretiyle kutluyorsanız, bu başka bir anlam taşır" diyerek sözlerine devam etti. Zafer Bayramı kutlamasına çocuklarını getiren ailelere teşekkür eden Davutoğlu, "Dini ve milli bayramlarımız çocuklarımızla şenlenir. Bir dahaki sefere daha çok çocuk görmek istiyorum. Sadece 23 Nisan değil, bütün bayramlar çocuklarımız içindir" diye ekledi.
'Myanmar'da göz yaşartıcı manzaralarla karşılaştık'
Türkevi'nde yaptığı konuşmada, son dönemde ülkemizde yaşanan terör olaylarından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Davutoğlu, bütün şehitlerimizi minnetle ve şükranla andığını vurguladı. Myanmar'da, Büyük Taaruz başta olmak üzere, bir çok meydan muharebesinde olağanüstü fedakarlıklarla tarihi zaferlere imza atmış ve vatanımızı bize emanet etmiş beş bine yakın şehitimize olan şükranlarını da dile getiren Davutoğlu, "Öyle mektuplar var ki; Myanmar'dan Anadolu'ya yazılmış ve hiç bir zaman cevap alamamış..Şehitlerimiz, o esir kamplarında, çok zor şartlarda, sadece mektupları değil, diğer Müslümanlarla topladıkları küçük miktardaki paraları da Anadolu'ya gönderdiler" derken, Myanmar'daki Türk askerleinin ne kadar yüreki olduğunu vurgulayan Dışişeri Bakanı, "Büyük Taaruz'un eğer bir mirası varsa, o aziz mirası, Myanmar'da esir kamplarında şehit düşen kahramanlarımıza da borçluyuz" dedikten sonra bu kritik dönemde Myanmar'a gitmesinin sebebinin, oradaki şehitlerimizin mirasına sahip çıkmak olduğunu hatırlatarak, "Myanmar'a gittiğimizde göz yaşartıcı manzaralarla karşılaştık" diye ekledi.
'Sadece bir aile üç şehit vermiş'
'Ne zaman yurtdışına çıksam, gittiğim ülke topraklarındaki şehit mezarlıklarını ziyaret ederim. Çanakkale'de Yemede veya Balkan ülkelerinde, nerede olursa olsun, şehit düşen o büyük şahsiyetlerin, hepimizin gönlünde yer eden fedakarlıkları olamamış olsaydı, bugün burada bu bayramı kutluyor olamayacaktık. Onların emanetine saygı duyuyoruz" dedikten sonra Dışişleri Bakanı, Konya'da başından geçen bir olayı salondakilerle paylaştı: "Konya'da bayram namazını kıldıktan sonra, şehit mezarlığını ziyarete gittim. Mezarlığın başında bir Anadolu kadınını gördüm. O mezarda, oğlu veya bir yakını yatıyor zannettim. Kadıncağıza kimin mezarını ziyaret ettiğini sorduğumda, 'Burada yatan kardeşim, 1994'te şehit oldu; burada yatan ise amca oğlum, 1996'da şehit oldu; orada yatan da oğlum, 2006'da şehit oldu' dedi. Düşünün; sadece bir aile üç şehit vermiş. Ertesi gün, şehit annesini evinde ziyaret ettim. Konya'nın fakir bir semtinde, kıt kanaat kaynaklarla geçinmeye çalışan ama bütün mahalle tarafından da saygıyla anılan birisiydi."
'Türk milletinin davalarına sahip çıkın!'
Konuşmasının devamında, Gaziantep'teki saldırılar başta olmak üzere, terör olaylarında şehit düşen asker ve sivil bütün vatandaşlarımızı tekrar rahmetle anıyoruz" dedikten sonra bize miras kalan bu vatanı herhangi bir şekilde zarara uğratacak kimseye fırsat vermeyeceğimizi bir kez daha haykırmak istediğini dile getiren Davutoğlu,"Allah bir daha bu devlete İstiklal Savaşı yapmak zorunda bırkamasın, ama bütün dünya bilmeli ki; eğer bu milletin kendi istiklali için fedakarlık yapması gerekirse, o zaman bizler, dünyanın neresinde olursak olalım, o fedakarlığı yaparız .Bizim sizlerden ricamız, Türk Amerikan toplumunun fertleri olarak, her zaman, bilinçle sırt sırta vermeniz ve dayanışma bilinciyle Türk milletinin davalarına sahip çıkmanız, ki bunu da yaptığınza eminiz. Ne güzel, resmi bir şekilde konsolosluğumuz değil, sivil toplum kuruluşumuz böyle bir faaliyete öncülük etmiş" diyerek TADF'ye bir kez daha teşekkür etti.
'Çocuklarımız buraya gelip Türkçe öğrenecek'
Konuşmasının sonlarına doğru, konsolosluklarımızın bizim kendi evimiz gibi olduğunu ve her zaman her türlü faaliyeti konsolosluklarda organize edebileceğımizi belirten Davutoğlu, "Özellikle çocuklarla ilgili bir faaliyetin hiç bir sınırı yok. Çocuklar gelip burada bayrağımızı görecekler. Türkçe kulaklarına yerleşecek ve böylece 'Anadolu'ya aidet' bilincimiz hep sağlam ve sabit kalacak diye"ekledi.'
"Buraya gelemeyen vatandaşlara selamımı iletin, Allah birlik ve beraberliğimizi daim eylesin, bu mirasa her zaman sahip çıkmamızı nasip etsin" diyerek sözlerine son veren Davutoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı konuşmasının ardından, törene okudukları şiir ve şarkılarla renk katan Atatürk Okulu öğrencilerine, imzaladığı kitapları hediye ederek öğrencilerle ve çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra, Türkevi'nden ayrıldı.
TURKISH LIFE NEWS ÖZEL HABER
http://archive.turkishlifenews.us/index.php/galeri/item/328-davutoglu-zafer-bayramini-new-york-turkevinde-kutladi#sigProGalleria7d7393dd53