Aynı Türkdoğan, 17 Aralık sürecinde ortaya çıkan yolsuzluklar ve sonrasında yaşanan geniş çaplı hukuksuzluklar ve cadı avından sonra ise bu sefer aynı yolu Hocaefendi’ye bir ‘destek mektubu’ vermek için geldi. Mektubunda Hocaefendi’ye “17 Aralık sonrasında yaşananlar karşısındaki duruşunuzla sizi daha iyi tanıdım.” diyen Türkdoğan şu ifadeleri kullandı: “O gün özgürlükleri savunmak için kapınıza gelmiş, sizi o yüzden protesto etmiştim. Daha sonra sizin de bu özgürlüklerden yana olduğunuzu gördüm. O gün sizi rahatsız etmek için buraya gelmiştim, şimdi ise bir nebze olsun mutlu etmek için geldim. Bugün sizi destekliyorum. Üzerime düşen ne varsa yapmaya hazırım.”.

Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yazdığı mektubun vicdanını rahatlattığını ifade eden Türkdoğan, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hocaefendi’ye bir çok iftira atıldı, hakaret edildi. Bunlar çok ciddi hakaretlerdi. Bu durum karşısında sessiz kalamazdım. Hemen bir mektup yazdım.” Mektubun Gülen’e ulaştığını duyduğunda çok sevindiğini söyleyen Türkdoğan, “Kendisi de bana teşekkür etmiş. Çok mutlu oldum” dedi. 14 yıldır Amerika’da yaşayan Türkdoğan bugünlerde Hizmet Hareketi’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesine destek veriyor.

“DÜRÜST OLAN TARAF CEMAAT”

Hizmet Hareketi’nin demokrasi mücadelesine açık bir şekilde destek veren Türkdoğan, Türkiye’de ciddi bir algı yönetimi çalışması yapıldığını savundu. Türkdoğan şunları söyledi: “Gezi’de çok etkili bir algı yönetimi kullanıldı. Hepimiz Hocaefendi’yi suçlu gördük. Fakat daha sonra 17 Aralık’ta ülkemizi soyan insanların ortaya çıktığını gördüm. Cemaatten denilen insanların bunları ortaya çıkarttığı iddia ediliyor. Demek ki dürüst olan taraf cemaat. Cemaatin karşısında, eğer iki paralel varsa, diğer paralelinin dürüst olmadığını ve ülkemizi bu duruma getirdiğine inandım. Ben şu anda cemaatin yanındayım. Onlarla omuz omuzayım.”.

Türkiye’de yaşanan bütün olumsuzlukların ‘Cemaat’ten kaynaklandığı iddiasının haksızlık olduğunu hatırlatan Türkdoğan, yaşananları bir filme benzetti. Türkdoğan, “Bir filmde seri cinayetler işleniyor. Katil olduğu şüphesiyle birini içeri atıyorlar. Sonra bakıyorlar ki cinayetler devam ediyor. Dolayısıyla anlıyorsunuz ki cinayetleri, hapse atılan kişi işlemiyormuş. O kadar insan görevden alındı, sürüldü ama Türkiye’deki bütün kumpaslar, hukuksuzluklar hala devam ediyor. Bunların gerçekten kim tarafından yapıldığını ortaya çıkarmalıyız.”
Dini inançları olan bir insan olmadığını söyleyen Türkdoğan, Hocaefendi’nin insanlar arasında ayrım yapmadığını bildiğini söyledi. Türkdoğan, “Bu anlayış beni çok etkiledi. Yaşanan haksızlığı ben bir yıl önce fark ettim. İnsanlar daha yeni anlamaya başladı. Erken fark etmiş olmak beni ayrıca mutlu ediyor. Demokrasiyi savunma konusunda üstüme ne düşerse yapmaya hazırım.” diye konuştu.

GÜNAH ÇIKARTILACAKSA HERKES ÇIKARTMALI

“Cemaat’in şu anki demokrasi mücadelesinde yanlız bırakılmaması gerekiyor” diyen Türkdoğan, aksi bir düşüncenin hatalı olacağını söyledi. Kendisinin iyi bir Atatürkçü olduğunu belirten Türkdoğan, “Cemaat’in yanında durmak bir özgürlüğü savunmaksa, çok rahat bir şekilde Cemaat’in yanında durduğumu söyleyebilirim. Bazı insanların duygusal davranarak bir yanlışı savunmaları, bu sizin doğruyu savunmayacağınız anlamına gelmemeli. O yüzden bu düşünceye katılmıyorum. Şimdi doğru olan Cemaat’in yanında durmaktır.” diye konuştu.

Herkesin hata yapabileceğini ifade eden Engin Türdoğan, kendisinin dine karşı soğuk durduğunu, bunun da aslında hata olduğunu söyledi. “Dine karşı biraz daha olumlu davranabilseydik belki bunlar hiç yaşanmayabilirdi.” diyen Türkdoğan “Günah çıkartılacaksa herkes çıkartmalı” dedi.
Türkdoğan, New York Türk Kültür Merkezi tarafından geçtiğimiz günlerde BM önünde düzenlenen ‘Özgür basına darbe’ protestosuna da destek verdi.