WASHINGTON — 10 Ağustos Pazar günü yapılan ilk doğrudan seçimle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin Türkiye siyasetine etkileriyle ilgili tartışma devam ediyor. Başbakan’ın daha önceki açıklamalarından da hareketle genel kanı Erdoğan’ın ilk elde Türkiye’yi fiili bir başkanlık sistemine geçireceği yolunda. Bu görüşe North Carolina’daki Duke Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyelerinden Bahar Leventoğlu da katılıyor. Leventoğlu, “Erdoğan, yürütmenin kontrolunu kolay kolay elden bırakmayacaktır. Putin-Medvedev modeline uygun bir AK Partili milletvekilini başbakan olarak seçecek ve Anayasa’nın 104. Maddesi’nde yer alan ‘cumhurbaşkanı uygun gördüğünde bakanlar kurulunu toplantıya çağırır, bu toplantıya başkanlık eder’ hükmünü uygulamaya geçirecektir,” diyor.
Bahar Leventoğlu, gelecek yıl yapılması planlanan erken genel seçimlerin de öne çekileceği tahmininde bulunuyor: “Erdoğan’ın, bir an önce başkanlık sistemini getirecek anayasa sürecini başlatmak istediğine inanıyorum. Yeni seçilecek meclis de bu yöndeki çalışmalara en kısa zamanda başlayacaktır.”
Bahar Leventoğlu, Abdullah Gül’ün siyasete döneceğini açıklamasından sonraki gelişmeleri değerlendirirken de 11. Cumhurbaşkanının genel seçimlere kadar yeni bir siyasi oluşum sürecine girmeyeceği görüşünde: “Gül, 2007 yılında Çankaya Köşkü’ne çıkınca Erdoğan’ın ilk attığı adımlardan biri parti içinde Gül’e yakın isimleri partinin ve hükümetin etkili alanlarından uzaklaştırmak oldu. Dolayısıyla Gül’ün parti içindeki gücünü şu aşamada kestirmek kolay değil. Ancak AK Parti oyları genel seçimlerde düşüşe geçerse, partililer Gül’ün adaylığına sıcak bakabilir. Ama Gül’ün şu aşamada yeni bir siyasi oluşuma gireceğini düşünmüyorum.”
Seçim sonuçlarını muhalefet açısından değerlendiren Bahar Leventoğlu, CHP ve MHP’nin başarısız olduğunu, ancak buna rağmen her iki parti liderliğinde de değişiklik beklemediğini söyledi: “Türkiye siyasetinde başarısız olan parti liderinin görevinden ayrılması gibi bir gelenek yok. CHP içindeki güçler hala Kılıçdaroğlu’ndan yana bu yüzden lider değişikliği beklemiyorum.”
Leventoğlu, kampanyasını özgürlükler ve demokrasi üzerinden yürüten Selahattin Demirtaş’ın ise başarılı bir muhalefet sergilediğini, bunun da Türkiye siyaseti adına olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti:
“Eğer Demirtaş ve BDP-HDP bu üslup ve yaklaşımlarını devam ettirebilirlerse -- ki partide bölgesellikten çıkıp Türkiyelileşme çabası var -- bu devam ederse yavaş yavaş da olsa toplumun önyargıları kırarak oy oranını yükseltebilirler.”
North Carolina’daki Duke Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyelerinden Bahar Leventoğlu, bu sürecin devamı halinde partinin tüm ezilenleri temsil eden bir sol parti haline dönüşmesinin Türkiye siyasetindeki önemli bir boşluğu dolduracağı öngörüsünde de bulundu.
