26 Ağustos tarihinde 7 dansçının katılımı ile "Between the Seas Festival" kapsamında ilk defa ön sunumu sahnelenecek olan performans, Pazar günü gerçekleşecek olan ilk gösteriden sonra, 25, 26 Eylül ve 27 Ekim tarihlerinde Ailey Citigroup Tiyatrosu’nda prömiyer yapacak ve 8 Kasım tarihinde İstanbul’da Cemal Reşit Rey salonunda sahne alacak.
İstanbul veya New York gibi, insanların sürekli bir koşuşturma içinde olduğu şehir hayatında, kişilerin her gün yaşayabileceği bazı tecrübeleri, kendi gözünden, estetik bir anlayışyla izleyiciye aktaran Başaran’ın, ön sunumu Pazar günü gerçekleşecek performansı, izleyiciye “Bunları sadece ben yaşıyorum sanıyordum, demek ki yaşadıklarım herkesin başına gelen sıradan tecrübelermiş” dedirterek, seyircide kendi kendini sorgulama isteği uyandırıyor. Dansın dışında tiyatral öğelerin de yoğun olarak yer aldığı performansta, dansçılar; tiyatro ile dansı iç içe kullanarak, canlandırdıkları karakterleri izleyiciye bire bir aktarıyor.
"Sanat ve dans güzel olmak zorunda değil"
Dansçılarında teknik olarak bazı taleplerinin olmasının yanında, kendileriyle ilgili farkındalıklarının ve yaşam tecrübelerinin bu performans için seçilmelerinde büyük bir rol oynadığını söyleyen Başaran ile dansçıları arasındaki uyum, grubun sanata dair olan benzer tutumlarını bir bütünlük içinde izleyiciye yansıtıyor. İki senedir Başaran’la çalışan dansçılarından Nikky Holck, “Korhan’dan yaşça küçük olmama rağmen, sanata aynı duygularla yaklaştığımızı düşünüyorum. Çoğu insanın düşündüğü gibi sanat ve dans her zaman güzel olmak değildir. Güzellik hiç beklemediğiniz farklı yerlerden de gelebilir” derken, sadece iki aydır Başaran’la çalışan ve kendisiyle çalışmaktan büyük keyif aldığını belirten Benjamin Freedman ise, Başaran’ın kendisine çok arkadaşça yaklaştığını söylerken, onunla bir çok ortak yönü olduğunu düşündüğünü de ekliyor.
“Seyircim sandalyenin ucunda otursun isterim”
İsmi sır olarak tutulan ve önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen performansın ön provasının ardından, Turkish Life News ekibi olarak gösterinin mimari Korhan Başaran ile dansa dair kısa bir söyleşi yaptık.
Üniversite yıllarında, tiyatro ile ilgilenmenizin ardından dansa yöneldiniz. Oysa ki, sizin gibi profesyonel bir dansçı olmak için çok erken yaşta dansa başlamak gerektiği söylenir. Siz bunu nasıl başardınız?
Benim için de zor bir durumdu diyebilirim. Fakat doğru bir çalışma sistemiyle bu zorlukların üstesinden geldiğimi düşünüyorum. Tabii ki bunda vücudumun dansa elverişli olmasının ve çok iyi hocalarla çalışma fırsatı yakalamamın büyük bir etkisi var.
Daha önceden “New York’ta kendimi evimde gibi hissediyorum” demiştiniz. Nasıl başladı New York maceranız?
Mesleki olarak İstanbul’da daha fazla ilerleyemediğimi hissettiğim için kendimi başka bir yere atmak istedim. Bu yüzden de New York’u tercih ettim. New York’tayken kendimi gerçekten evimde hissediyorum. Bu durumun dansıma da yansıdığını düşünüyorum.
Bir yerde “Dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmenin tek yolu sanattır” demişsiniz. Siz de bu yüzden mi dans ediyorsunuz?
Öncelikle çok fazla söylemek istediğim şey var. Kendimi de en iyi dans ederken ifade ettiğimi düşünüyorum. Bence sözcükler içleri boşaltılmış yazım aracı. New York’taki yaşamda bunu daha çok fark ediyorum. Gerçek anlamdaki düşünceye ve duyguya bağlı değil söylenen sözcükler. Burada çok kullanılan laflar, “Excuse me!” gibi. Kimse aslında özür dilemiyor birbirinden ama sürekli “Excuse me!” diyor. Dolayısıyla kelimelerin zaten yalan olduğunu ve dansla ifadenin daha dürüst bir ifade şekli olduğunu düşünüyorum. Performansımda da bunu anlatmak istedim.
Dans etmenin size ayrı bir özgüven kazandırdığını düşünüyor musunuz?
Kesinlikle evet. Vücudunu tanımak her anlamda çok önemli bir şey. Sokağa adımını attığınız andan itibaren bir mekanizmanın içindesiniz. Dans sayesinde olan biteni sadece gözlerimizle değil vücudumuzla da anlayabiliyoruz. Özellikle çağdaş dansın inanı geliştiren ve ruhsal olarak çok doğru bir yere sürükleyen bir dans olduğunu düşünüyorum.
Modern dans mı yoksa çağdaş dans mı sizce daha doğru bir kullanım?
1990’ların sonunda modern dansın bittiğini düşünen biri olarak. “çağdaş dans” ifadesini kullanmayı daha doğru buluyorum. Ben bunun sebebi de dansın bu çağa ait ve hala şekilleniyor olmasından kaynaklanıyor. Bu anlamda, benim stilim de her türlü değişime ve gelişime açık bir biçimde şekillenmeye devam ediyor.
Sahnede dans ederken seyirci ile aranızda nasıl bir enerji alış verişi yaşanıyor?
Seyircilerin orada olduğunun farkında oluyorum fakat seyircinin “sandalyenin ucunda” oturmasını istiyorum. Aksi takdirde, çok rahat oturulduklarında, uykuya dalmalarından korkuyorum.
Dans dışında ilgilendiğiniz başka bir sanat dalı var mı?
Dans dışında tiyatro ile de ilgilenmeye devam ediyorum. İlginç projeler olduğunda da oyunculuk yapıyorum.
İleride kendi dans okulunuzu açmayı düşünür müsünüz?
Tabii neden olmasın ama öncelikle kendi stüdyomu kurmak istiyorum.
Çalışmalarınızı takip edebileceğimiz bir internet sitesi var mı?
Evet, çalışmalarımı www.korhanbasaranandtheartistsandtherestofus.com adresinden ve Facebook sayfamız olan www.facebook.com/korhanbasaran7777 ‘den takip edebilirsiniz.
TURKISH LIFE NEWS ÖZEL HABER
http://archive.turkishlifenews.us/index.php/ana-sayfa/ozel-haberler/item/226-new-yorkta-korhan-basarandan-siradisi-bir-gosteri#sigProGalleriae18df6df2f