NEW YORK — 1929 yılında Macy’s mağazasının marka olduğu günlerde düzenleyen geçit töreninde kaydedilen sesler, kalabalığın çoşkusunu dile getiriyor.
O günden bugüne bu kalabalıktan kimse kalmasa da yaşananlar kayda geçtiği için bir nebze olsun geçmişe yolculuk yapmak mümkün oluyor.
Güney Carolina Üniversitesi’nin Görüntü Araştırma Bölümü’nde bulunan Fox Movietone’a ait aktüalite kayıtları, 1920’lerin New York’unu günümüze taşıyor.
Princeton Üniversitesi’nden tarihçi Emily Thompson, Güney California Üniversitesi’nden web tasarımcısı Scott Mahoy ile birlikte üç yıl boyunca bu kayıtları incelemiş. Thompson ve Mahoy, araştırmalarının sonunda “New York kentinin ses tarihçesinin interaktif keşfi” olarak tanımladıkları “Roaring Twenties” (Gürültülü 20’ler) isimli bir internet sitesi kurmuşlar.
Thompson çalışmaları hakkında şöyle bilgi veriyor: “Bu, genellikle profesyonel tarihçiler tarafından yazılan tarafsız, uzun soluklu ve ayrıntılı bir çalışma değil. Ama insanlar duydukları sesler sayesinde geçmişte kalan hatıralarla duygusal bir bağ kurabiliyorlar ki bu bağı fotoğrafların kurması çok zor.”
New York’un kablosuz radyo ve gramofon satan dükkanlarla dolu Cortland Sokağı’nda doldurulmuş bir Movietone ses kaydını buna örnek olarak gösteren Thompson, “Bu dükkanlar ürünlerini pazarlamak için kapı önlerine veya kaldırıma hoparlör koyuyorlardı. Yan yana 10-12 dükkanın aynı şeyi yaptığını düşünürseniz, Cortland Sokağı’nın neden New York’un en gürültülü sokağı olarak tanındığını anlamak zor olmaz” diyor.
Thompson, o dönemdeki itfaiye ve ambulans sirenlerinin günümüzdekilere göre çok daha yüksek sesli olduğunu da söylüyor: “Sirenleri ses kayıtlarında duyduğunuzda, bu sesleri her gece uyumaya çalışırken yüzlerce kez duymayı hayal bile etmek çok zor oluyor.”
Movietone ekibi, Manhattan’da gökdelen inşaatlarındaki şahmerdanların toprağı kazması, tren ve metroların hareketi gibi kentin günlük yaşamından sesler kaydetmiş.
New York 1920’lerde aynı zamanda bir eğlence kentiydi. Bir kayıtta seyyar bir müzisyenin çevresine toplanan kalabalığı eğlendirdiği duyulurken, başka birinde çocukların at arabasındaki eğlenceli sesleri kulağa çalınıyor.
Deniz kenarındaki ünlü eğlence parkı Coney Adası’ndaysa, bir genç arkadaşlarına gitar çalarken, parktaki satıcılar Luna Park’taki kaydıraklara müşteri çekmek için çığırtkanlık yapıyor.
Emily Thompson, geçmişe ait bu ses kayıtlarının, bugün yaşadığımız dünyaya daha geniş bir açıyla bakmamızı sağlayacağını umuyor.
Thompson, “Bu deneyimden yola çıkarak, içinde yaşadığımız dünyanın seslerine farklı bir enerjiyle yaklaşıp, bu sesleri duymak yerine dinlemeye başlamak, ne anlama geldiğini düşünmek ve sevdiğimiz bölümlerin tadını çıkarırken sevmediğimiz kısımlardan şikayet etmek mümkün” diyerek geçmişe ait ses kayıtlarının önemini dile getiriyor.
Gelecek yüzyılda, New York’un hangi seslerle hatırlanacağını kimse bilmiyor. Ama kentin gürültüsünü düşünürsek, kayıtların hem zevkle dinlenen hem de şikayet edilen seslerin bir karışımı olacağını tahmin etmek mümkün. Ayrıca bu seslerin görüntülü olacağını tahmin etmek de hiç zor değil.
Adam Phillips|VOA