New York ve New Jersey'de yaşayan Kırım Tatarlarıyla, Kırım'da yaşanan gelişmeleri duygu ve düşünceleri almak için New York Kırım Tatarları Derneği'nin Brooklyn'deki merkezine gittim. Bir dokun bin ah misaliydi anlatılanlar, o kadar dolu, tarihi duygu dolu ve bir o kadarda insanlık dramının içinde buldum kendimi. Geçmişi 4. Yüzyıla dayanan bir toplumun başına gelenler, sürgünde geçen yıllar, 70 yıl önce yapılan insanlık ayıbı ve soykırımın özeti bile destan gibi.
'Kırım işgal altında'
2 Şubat günü Ukrayna Parlamentosu'nun Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'i görevden almasıyla başlayan gelişmeler ülkeyi bölme aşamasına getirdi. "Ukrayna'da yaşanan bu kaos ortamının Kırım Tatarları için en önemli kısmı, Kırım Özerk Cumhuriyeti'ne olacak olumsuz etkisidir. Kırım Meclisi'nde Rus Askerlerinin ve silahların gölgesinde alınan referandum kararında halka, 'Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin bağımsız devlet olarak Ukrayna sınırları içinde ikili anlaşmalar uyarınca varlığını sürdürmesini onaylıyor musunuz?' sorusu sorularak Kırım'ın yeniden Rusya'ya bağlanmasının yolu açılacak. Bu alınacak karar, Ukrayna'nın bölünmesine ortam hazırlayacak bir gelişme olup sonucu önceden belirlenmiştir. Amaç, Kırım'ın Rusya Federasyonu'na bağlanması" şeklinde görülmektedir.
Bugün Kırım'da yaşayan nüfusun yüzde 60'ı Rus'tur. Üstelik Rusya için stratejik önem taşıyan Sivastopal Limanı Rus Donanması için büyük önem taşımaktadır, Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin sınırları içinde yer almaktadır. Dolayısıyla bu bölge Rus egemenliğine yatkın bir bölge olup Rusya'nın sıcak sulara çıkış noktasıdır. Fakat Kırım Tatarları Kırım'ın esas sahibi olan, yüzyıllarca o topraklarda yaşayan bir millettir. Stalin ile başlayan sürgünden sonra son günlerde Ata topraklarına geri dönen Kırım nüfusu 300 bin civarındadır. Bugün Kırım Tatarları, Kırım'da Ukrayna vatandaşı olarak Ukrayna'ya bağlı, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve demokratik yönetimine saygı duyarak yaşamaktadırlar. Yaşanan olaylar aslında Kırım'da yüz yıllardır yaşayan Kırımlıları, Ruslaştırma politikasına katkı sunma çabalarıdır.
1441 yılında devlet olan, Kırım toprakları ilk kez 1783 yılında Rus İmparatorluğu tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların kontrolu altına girmiş olan Kırım toprakları, savaşın bitmesiyle Almanlar ile "işbirliği" içinde oldukları gerekçe gösterilerek, SSCB Başkanı Stalin'in kararıyla 18 Mayıs 1944 günü 420 binden fazla Kırım Tatar'ı üzerlerindeki elbiselerden ve gönüllerindeki vatan aşkından başka hiçbir şeyleri olmadan bilinmeyen geleceğe sürgün edildi. Bunların 152 bini Özbekistan'a gönderilirken geri kalanı Kazakistan gibi SSCB'nin eyaletleri konumundaki diğer bölgelere gönderildi. Sürgün edilen nüfusun yarısı açlık, susuzluk ve hastalık sebebiyle kısa sürede hayatını kaybetti. Diğerleri Sovyetler'in acımasız sistemi içinde yapılan büyük ölçekli projelerde yıllarca olumsuz şartlarda işçi olarak çalıştırıldı. 6 Temmuz 1987’de başlayan bir ay süren Moskova gösterilerinden sonra, SSCB yönetimi Kırım Tatarlarının vatana ihanet suçlarını kaldırdı, ancak yurda dönüş izni verilmedi. Bu yolculuğun 70. Yıldönümü'nde, Rusya şimdi de Kırım topraklarını tamamen sahiplenmeye calışma çabasında. Amerika'da yaşayan Kırım Tatarları (Türkleri) eli kolu bağlı oturmanın duygu yoğunluğunu yaşıyorlar. Sahip olamadıkları ülkelerinden binlerce kilometre uzaklıktan da olsa vatan sevgisini koruma çabasındalar.
Bugün, Ata topraklarında yaşanan olaylara duyarsız kalmak istemeyen, New York ve çevresinde yaşayan Kırım Türkleri (Tatarları)'nın Brooklyn'deki dernek binasinda Kırım'ın tarihini ve bugün yaşananları canlı şahitlerinden öğrenmeye çalıştım. Onların yoğun duygularını paylaştım, sanki sürgün günlerini ve zulmü yeniden yaşıyorlardı. Hepsi birer yaşayan tarih kitabı gibiydiler. Çok duygulandım en az Kırım Türkleri (Tatarları) kadar bende üzüldüm.
Bu zamana kadar hic bir sekilde silah kullanmadan her zorluga hep beraber demokratik yollardan konusarak mücadele verdiklerini belirten Amerikalı Kırım Tatarları yeni bir soğuk savaşın eşiğine gelmekten dolayı da endişeliler. Geçen yetmiş yılda liderleri ve vatandaşları mahkum edilmiş, sürgün yemişler ama ülkeleri için kan dökmeden bütün sorunlara göğüs germeyi başarmışlar. Ukrayna ile beraber dostça yaşayan Kırım Tatarları bugün yaşananlara karşı da birlik ve beraberlik göstermekteler. Bu çabalarına Gürcistan ve Türk vatandaşlarının da destek vermesinin çok önemli olduğunun altını çiziyorlar. 1783 yılından buyana 1 milyon Kırım Tatarı Anadolu topraklarına göç etmiştir.
'Sultan Süleyman'da Suçlu'
91 yaşındaki İbrahim Amca o günleri Kırımlı bir genç olarak yaşamış. Tarihin canlı şahidi olarak konuşuyordu. Ve bugün Rus Askerlerinin Kırım sokaklarında devriye gezdiklerini televizyonda izlerken gözleri dolu dolu oldu. İbrahim Amca Sultan Suleyman'a da kızıyordu, Rus asıllı kadınlar için Osmanlı İmparatorlu'ğunun topraklarını kaybetmesinden başlayarak bugünkü yaşanan olaylara kadar hem öfkeliydi hem de üzgün. Tepkili ama belli etmemek içinde kelimeleri özenle seçiyordu. Bu sürgün Kırım Türk'ünün vatanından başka topraklara götürme anlamına gelmediğini söylüyordu İbrahim amca, onlar yok edilmek için götürüldü, ''Hayvan taşımasında kullanılan vagonlara 300-400 kişi istif edildi. Kırım Türk'ü imha edilmeye gidiyordu, çoğu çocuk ve yaşlıydı. Bütün ihtiyaçlar günlerce vagonun içinde giderildi. Kapılar yolculuk boyunca açılmadı, su yemek verilmedi hayatta kalanlar şanslıydı. Sürgün yerlerine varıldığında nüfusun yarısı feci şekilde hayatlarını kaybetmişti. Özbekistan’a gelenler, daha önceden hazırlanmış ve tembihlenmiş Özbek Türkleri tarafından taşlandı yaralılar ve ölenler oldu.'' diyerek, sanki özgürlüğünüze, Atanıza, vatanınıza sahip çıkın, geçmişinizi doğru öğrenin bugünlerin kıymetini bilin demek istiyordu.
'Rusyanın Egemenliğini İstemiyoruz'
70 yıl önce 18 Mayıs günü sabaha karşı yataklarından alınarak tren vagonlarıyla bilinmeyen topraklara yaptıkları yolculuğu unutamayan Kırım Halkı, o günü yeniden yaşamak istemiyor, bugün silahsız Tatar Gençleri tarafından Kırım sokaklarında gece nöbetleri tutuluyor, Rus işgaline karşı. Dernek eski Başkanlarından Huriye Altan o günleri büyüklerinin anlattıkları ile hatırladığını, tarihin yeniden tekerrür etmesinden rahatsız olduklarını söylüyor. Dün Kırım Parlamento binasına asılan Rus bayrağının 2008 yılında Rusya'nın Gürcistan'a yaptığı müdaheleyi hatırlattığını ifade eden Huriye Altan, Kırım'da aynı gelişmeleri yaşamak istemiyoruz diyor. Dün yaşanan gerginlik sonucu iki Tatar Vatandaşı'nın yaşamını kaybetmesinin endişe verici olduğunu, 70 yıl önce halkımızı sürgüne gönderen Rusya'nın egemenliğinde yaşamak istemiyoruz diye ekliyor. Dün Birleşmiş Milletler önünde yapılan protesto için pankart taşıyan Kırım Tatarları için Amerika'da Dernekçilik yapmanın zorluklarından bahseden Altan, halkımızın özgürlüğü ve geleceği için daha fazla dayanışmak ve paylaşmak zorundayız dedi.
'Kalbimiz Kırım'da...
Fikret Yurter'in çabalarıyla başlayan Kırım Tatarları'nın Amerika'daki toplumsal dayanışma serüveni ''New York'ta bizimde bir evimiz neden olmasın'' demesiyle başlamış. Almanya'da okumuş, o şimdi atom mühendisi, yabancı olduğu için Amerika'da iş bulmakta zorlanmış. Ama zoru başarmış yaptığı işler Amerikalıları etkilemiş, sonra da halkı için gönüllü olmuş, New York'ta yaşayan Kırım Tatarlarının bir araya gelmeleri, bir çatı altında toplanması, kültürlerini yaşamak ve paylaşmak için Dernek binasının alınması sürecinden bugünlere kadar, Tatar Halkı için hizmet etmiş, gönüllü olmuş. Fikret Yurter'de son üç gündür Kırım'da yaşananlardan kaygı duyuyor, Kırım yarım adası bir tarihtir, Kırım Halkı özgür kalmalıdır, bu yüzden kalbimiz Kırım'da diyor Fikret Yurter.
'Ceza ve İşkenceleri Unutmuyoruz'
Merkezi New York Brooklyn’de bulunan Kırım Türkleri Amerikan Birliği'nin bugünkü başkanı Naci Tözer'de toplumsal duyarlılığı üst seviyede olan bir Kırım Türk'ü, aktif çalışmaları ve başarıları ile toplumun sevgisini kazanmış, Tözer Kırım Türk'ünün sürgünden Kırım’a geri dönmelerini bırakın, onlara vatanlarını hatırlatacak her türlü işareti dahi yasaklayan Rusya'nın yeniden Kırım üzerinde hak iddia etmesini ve işgali kınıyor. Kırım Türkleri ile ilgili bütün bilgiler, tarihleri dahi hiç var olmamışçasına kitaplardan çıkarıldı. Kırım’da Türklere ait olan hemen hemen bütün eserler yok edildi. Kırım’a, vatanına dönme teşebbüsünde bulunan sayısız Kırım Türk’ü çok ağır ceza ve işkencelere maruz kaldılar. Bulundukları yerleşim alanının dışına çıkmaları yasaklandı. Eğitim görmeleri engellendi, kültürlerini korumalarına izin verilmedi. Kırım şivesiyle konuşanlar, şarkı ve türkü söyleyenler cezalandırıldı. Rusya'nın egemenliğinde bir Kırım istemiyoruz, bunun içinde Amerika'da yaşayan Kırım Türkleri olarak sesimizin ulaştığı en derin yere kadar tepki ve dayanışmamızı göstermeyi sürdüreceğiz diyor.
2 Mart Pazar günü, saat 14'de New York Bryant Park'ta toplanacak Kırım Tatarları (Türkleri), Ukraynalılar ile birlikte Rus Konsolosluğu'na kadar protesto yürüyüşü gerçekleştirip basın açıklaması yapacaklar.
2 Mart 2014 (Bugun) Saat 2pm (14:00) Rus BM Misyonu
Adres: 3. Avenue ve 67. Cadde.
Gülşah Sevimli © 2014 | Turkish Life News | New York